NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
15 - (527) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا عفان.
حدثنا حماد بن
سلمة عن ثابت،
عن أنس؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يصلي
نحو بيت
المقدس. فنزلت:
{قد نرى
تقلب وجهك في
السماء
فلنولينك
قبلة ترضاها
فول وجهك شطر
المسجد
الحرام}
[2/البقرة/
الآية-144] فمر
رجل من بني
سلمة وهم ركوع
في صلاة
الفجر. وقد
صلوا ركعة.
فنادى: ألا إن
القبلة قد
حولت. فمالوا
كما هم نحو
القبلة.
{15}
Bize Ebu Bekir b. Ebi
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Affân rivayet etti. (Dediki) : Bize Hammâd
b. Seleme Sabit'den o da Enes'den naklen rivayet ettiki:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Beyt-i Makdis'e doğru namaz kılıyormuş. Sonra:
«Biz senin yüzünü
semâya doğru çevirdiğini elbet görüyoruz. Seni, razı olacağın bir kıbleye
mutlaka çevireceğiz! Şu hâlde artık yüzünü mescid-i Horam'a doğru çevir!» [ Bakara 144 ] âyeti kerimesi nazil olmuş.
Beni Seleme'den bir zât,
kabilesi sabah namazında rükû' hâlinde iken yanlarına uğramış. Henüz bir rekât
kılmışlarmış. Uğrayan zât: Dikkat edin! Kıble çevirilmişdir, diye nida etmiş;
onlar da oldukları vaziyette kıble tarafına dönmüşler.
İzah:
Bu rivayetleri Buhari Namaz
ve Tefsir; Tirmizi, Nesai ve İbni Mace Namaz bahsinde tahric etmişlerdir.
Berâ' hadîsinin Buhari'deki
metni şöyledir:
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Beyt-i Makdis'e doğru onaltı veya onyedi ay namaz kılmışdı.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzünün Kabe'ye çevrilmesini
istiyordu; derken Allah Teâlâ ''Biz senin yüzünün semâya döndüğünü elbet
görüyoruz" âyetini indirdi. O da Ka'be'ye doğru döndü. (İnsanların alçak
takımı —ki Yahudilerdir.— Bunları bulundukları kıbleden döndüren nedir?
dediler. Sen de de ki: Şark ve garp hep Allâhındır o dilediğini doğru yola iletir.)
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) ile birlikte bir adam namaz kıldı. Namazı kıldıktan sonra çıkarak
ikindi namazını Beyt-i Makdis'e doğru kılmakda olan ensârdan bir cemâatin
yanına uğradı onlara: Şehadet ederimki ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ile birlikte namaz kıldım. Kendisi Kabe'ye doğru döndü; dedi. Bunun
üzerine cemâat dönerek Kabe'ye doğru yöneldiler.»
Taberî 'nin Mücâhid
tarikiyle rivayet ettiği bir hadîse göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Kabe'ye
dönmek istemesi yahudüer: «Kendisi bize muhalefet ediyor ama kıblemize tâbi'
oluyor...» dedikleri içindi. Bunun üzerine kıble âyeti nazil oldu.
Beyt-i Makdis yahut
Beyt-i Mukaddes'den murâd Kudüs'dür. Rivayetlerin birinde Berâ' (Radİyallahû
anh) şeksiz olarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikde Kudüs'e
doğru onaltı ay namaz kıldığını; diğerinde şek ile onaltı veya onyedi ay
kıldığını beyân etmişdir. Bu husûsdaki rivayetler muhtelifdir. Onyedi ay
diyenler bulunduğu gibi onsekiz ay, onüç ay, dokuz ay, on ay ve iki sene diye
rivayetler vardır. Dokuz ve on ay rivayetleri şâz'dır. Geri kalan rivayetler
içersinde en sahihi îmam Nevevî'ye göre onaltı, Kaadı îyâz‘a göre ise onyedi ay
rivayetidir. Bunların arası şöyle bulunmuşdur: Onaltı ay olduğunu kafi
söyliyenler Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Medine'ye geldiği ayla
kıblenin değiştirildiği ayı bir hesâb etmiş, artan günleri saymamışlardır.
Onyedi ay olduğuna cezmedenler her iki ayı ayrı ayrı saymışlardır.
Keza Müslim'in
rivayetinde kıblenin çevrildiğini haber veren zât'm Kubâ'lıları sabah namazı
kılarken bulduğu, Buhârî'nin rivayetinde ise kılınan namazın ikindi olduğu
bildiriliyor. Bu rivayetlerin arası da şöyle bulunmuşdur. Kıble haberi
Medine'deki cemaata İkindi kılarken ulaşmış; Kubalılara ise ertesi gün sabah
namazında eriştirilmişdir. Çünkü Kuba, Medine'nin hâricinde olup onun
mülhakatından sayılır. Kübalılara kıble haberini götüren zâtın ismi Abbâd b.
Bîşr'dir. Bâzıları Abbâd b. Nehîyk olduğunu söylemişlerdir, İbni Ebî Hatim'in
Süveyle binti Eslem'den rivayet ettiği bir hadîsden anlaşıldığına göre namazda
iken Kıbleye dönme hâdisesi şöyle olmuştur: Cemâ'at evvelâ namazın iki
rek'atını Beyt-i Makdis'e doğru kılmışlar. Kıble haberi gelince kadınlar
erkeklerin yerine, erkekler de kadınların yerine geçerek yer değiştirmişlerdir.